11 Şubat 2011 Cuma

Gülümseme

Güneş, elbiseleri uçuş uçuş bir kadın gibi sevinçle dolanırken caddelerde, otobüsün camına başımı yaslamakta tereddüt ediyordum ben. Öyle bir hâlsizlik vardı ki üzerimde... sadece bir tek gülümsemeye yetecek gücüm kalmıştı sanki. Kırmızı ışıklara takılmış onca arabanın içinde kaybolmuş, ama yine de, o kaybolmuşluğun içinde tatlı bir tartışma tutturmuş adamla kadını, o sıra farkettim. Kadın allık sürüyordu alışkın hareketlerle. Adam da muhtemelen, "ne oluyor şimdi onu sürünce" tarzı bir şeyler söylüyordu. Gülüyordu ikisi de. Kadın, "aman bunların hepsi böyle" der gibi bir bakış attı bana da, göz göze geldiğimizde. Ben de güldüm. Birini güldürebilmiş olmanın mutluluğu yayıldı kadının yüzüne. Sonra ışıklar yandı, oyun tekrar başladı. Oysa yüzümdeki gülümseme hâlâ duruyordu, aynı güneşin ışıldattığı gökyüzüne açılan, başka bir pencerenin önünde de...

8 yorum:

Sabahattin Gencal dedi ki...

Merhaba,
Bir çalışmanız "Bloglardan Seçmeler"de yayınlandı.
Hayırlı günler dileğiyle.

Profösör dedi ki...

Güzel bir yazı. Gülümseme ilaç gibi..

Vladimir dedi ki...

Ufacık bir gülümseme güne farklı başlatıyor insanı

Yaşar dedi ki...

:)

asık bir suratla okumaya başladım ben de yazıyı... başlık ilgimi çekti belki de... ve hala asılı yüzümde o gülümseme...

çok güzeldi...

Adsız dedi ki...

Gülümsemek hep ısıtır insanın içini.
Bol tebessümlü günler diliyorum.

Sevgiler.

siyah karabatak dedi ki...

ve gülümseten bir yazı...
kadın yazısı sanki:)

Avram dedi ki...

Her zaman takdir ederim.. Trafikte bilimum makyaj malzemesi kullanmayı becerebilen kadınları. Bir de araba kullanmayı becerseler, harika olurdu.:))

Azura dedi ki...

Keşke daha çok gülümseyebilsek, gülümsetebilsek.