14 Ocak 2011 Cuma

Mutlu son

Şu an adını bile hatırlamadığım bir film izliyorduk, gecenin bir yarısı. Romantik komedi, aslında tahmin edildiği kadar doğru bir tercih değildir çoğu zaman. Çünkü hiç aklınıza bile gelmeyecek bir cümle, derleyip toparlayıp bir yerlere kaldırmaya çalıştığınız her şeyi, bir anda, başınızdan aşağıya devirir. Öyle de olmuştu.
Filmin muallakta kalan her dakikasında, o ana dair, kötü bir senaryo yazıyordu o. "Bak bu adam şimdi kadını bırakacak." İnsan ne yaşamışsa, her şeye o pencereden bakıyor bir süre sonra. Aslında biz mutlu sonları seven insanlarız. Ama kendi filmimizin değil mutluluğuna, sonuna bile varamadığımızda, yitiriyoruz işte mutlu sonlara olan inancımızı da.

3 yorum:

novella / विश्व dedi ki...

ben ne keşfettim biliyor musun parpali, sonları sıfatlandırmamayı... en mutsuz sonumun, en mutlu günlerimin kapısını araladığını gördüğümden beri, sonlarımın bir sıfatı yok artık, yaşadıklarımın olmadığı gibi.

öyle güzel d/oku(nu)yorsun ki... hep böyle kalman dileğimle.

beenmaya dedi ki...

bittiği yerde/n yine, yeni,yeniden başladığını bir görebilsek, bir inanabilsek ve verebilsek o şansı...

KELİMELER DÜNYASI dedi ki...

Hiç bir şey ve hiç kimse aynı değil ama neden hep aynı son?Benim de buna kafam takılıyor.Mutlu sonla biten kitapları sevdiğim aklıma geldi yazınızı okuyunca.Hep bu yüzden bakarım kitapların sonuna.Sevgiler..