3 Eylül 2010 Cuma

Işıkları yakın, nedir bu his?

Hasta hasta yataktan kalkıp dışarı çıkmış gibiyim. Her yanım kırık dökük. Zorlama bir neşe ve enerji ile düşüyorum yollara. Oysa hiçbir şeye zorlandığım yok. Ezberlenilmiş, alışılmış bir hayat yaşıyorum çünkü. Gelip şu dört duvarın arasına sıkışıyorum mesela. Sessiz sedasız. Sürekli bir şeylere yetişme telaşıyla geçiyor saatlerim. Tarihler, tarihler... Sonrası var sanıyorum. Ama yok... Çünkü bugünün dünden, hatta önceki günden farkı yok. Hep aynı telaş, hep aynı kelimeler. Hesaplar arası dengeleri tuttururken, bozuluyor kendi dengem.
Oysa şarkılar var, biliyorum. Deniz var, ve simit, vapur, martı var sonra. Bir yerlerde boş bir bank var. Ve bir sonbahar rüzgârında savrulup, o bankın üzerine konacak yapraklar...

5 yorum:

Büşra Bayram dedi ki...

monotonluk sıkıcı :/

Adsız dedi ki...

Yaz bitmiş..

nadarû dedi ki...

ve hüzün makamından şarkılar...

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Ailece Bayramınızı Kutlar, sağlık ve mutluluklar dilerim. Sevgilerimle..

aysema dedi ki...

Apaydınlık bir gelecek ve hayırlı bayramlar Parpali'm...