2 Ağustos 2008 Cumartesi

Zor zanaat

Bir kadın niye düşman olur bir başka kadına? Yok yok, aslında tam sormak istediğim soru bu değil. Bir kadın, neden düşman görür, karşısına çıkan her kadını? Bu ülkede kadın olarak yaşamak, toplumun erkek egemen olması itibariyle, zaten yeterince zor iken, kadınlar niye çelme takarlar birbirlerine?

Malum, arkadaşım tatilde. Diğer işlerde olduğu gibi, sürekli çalıştığımız bankaya gidip işlemleri halletmekte bana düşüyor bu zaman zarfında. Bizim işlemleri yapan iki hanım var bankada. Biri belli ki daha acemi. İşlemleri yaparken panik oluyor. Onu öyle telaşlı görünce, beklettiği için özür dilediğinde ya da bir işlemi yanlış yaptığında, işim acil de olsa “önemli değil” diyorum gülümseyerek. Gayet samimi ve insancıl tepkiler veriyor çünkü. Ne güzel tesadüftür ki, bizim çoğu işlemin sorumluluğu onda. Dün gittiğimde yoktu yerinde. Diğer tarafa yöneldim ama diğer hanım hiç oralı olmayınca, tekrar yerime döndüm. Yüzüme bakmadan, kendi kendine konuşurmuş gibi, “boşuna bekleme, yok o” dedi. Önce duymazdan geldim ve yüzüne baktım, belki doğru düzgün bir şeyler söyler diye. Sonra sordum işlemi yapıp yapamayacağını. Sadece elini uzattı evrakı almak için, asık bir suratla.

İnsanları anlamaya çalışmayı çoğu zaman abartan biri olarak, onu da anlayabilmiş olmayı dilerdim. Yani kendim de çok güler yüzlü biri olmadığımdan, onun da bu halini anlamaya çalışabilirdim. Tabi orada olduğum zamanlar içerisinde, beylere tavrı ile hanımlara tavrı arasındaki farkı görmemiş olsaydım. Nasıl bir mantıkla hareket ettiğini ve bunun ona ne kazandırdığını bilmek isterdim. Ama bilmek istediklerimi kendime sakladım. Dilimin ucuna kadar gelmiş tüm cümleleri yuttum ve teşekkür bile etmeden çıktım bankadan. Halbuki en sinir olduğum şeylerden biridir, mecburiyeti ya da işi bile olsa, o uğraşı verene teşekkür etmemek. Bir insana “zaten yapmak zorundaydın!” demek. Hoş, bu davranışı yapan biri için çok fazla bir beceri, niye öyle davranıldığını anlamak. Bu ülkede kadın olmak, zor zanaat…

Ağustos/2008

0 yorum: