28 Kasım 2008 Cuma

Sobe

Aysema öğretmenim sobelemiş beni. Takıntılarımı yazmamı istemiş.

Aslında bu konuyla ilgili uzuuun bir yazı yazabilirim, takıntılı bir insan olmam sebebiyle. Beni o noktaya getiren de çoğu zaman tez canlılığım oluyor. Aklıma düşeni hemen yapmak istiyorum. Öyle bir heyecan kaplıyor ki içimi. O heyecanım kaybolmasın, bir an önce başlasın bir şeyler istiyorum. Ama çoğunlukla istediğim gibi gitmiyor işler. İşte o zaman başlıyorum “neden olmuyor?” diye düşünmeye. Düşünüyorum, düşünüyorum… Değiştirmek istediğim ama bir türlü başaramadığım huylarımdan biri bu.

Sonra, detaycılığım var. Bazen çok işime yarıyor bu huyum. Ama dediğim gibi, sadece bazı zamanlar. Bu huyumla sevdiğim insanları üzdüğümde olmuştur. En az onlar kadar ben de üzüldüm tabii. Tüm o anlar için bir kez daha özür diliyorum bu vesileyle.

Bir de, bulunduğum yer derli toplu olsun isterim hep. Düzenli raflara, düzenli bir dolaba bakarken mutlu oluyorum çünkü ben. Bu da takıntı sayılabilir herhalde.

Kasım/2008

0 yorum: