1 Şubat 2010 Pazartesi

Hepsi bu

"Bize müsaade" diyerek bitirilmeye çalışılan ziyaretlerde, nasıl kapı önünde hararetle devam ediyorsa konuşmalar; tıpkı öyle, yaşadıklarımı konuşuyorum kapı eşiklerinde, kendimle. Bir ayağım kapının zaten dışında. Diğerini de derin nefesler alarak ve belki tutarak nefesimi, alıyorum yanına.
Geçen zamana, kaçırdıklarıma, eksik kalanlara kızgınken gönlüm; aklım kalıyor hep ardımda. İşte bu yüzden bu kadar meşgulum hâlâ, yaşanamayanlarla. Oysa zaman, görünmez bir hızla ilerliyor. Çünkü bitmiyor günler, ama haftalar, hatta aylar; birbiri ardına akıp geçen film kareleri gibi, geçip gidiyor gözlerimin önünden.
Belki bir cümle, bir bakış, bir şarkı kalıyor bana. Ya da yollar, otobüsler ve ayrılıklar. Belki de sadece, yalnızlığımı yüzüme vuran boş bir bank. Bir şeyler kalıyor aklımda işte ve hiç unutulmuyor zamana inat. Ve ne gariptir, aynı şeyle bazen hüzünlendirirken, bazen sevindiriyor hayat.

1 yorum:

Oyuncakçı ADAM dedi ki...

Hayatın ne yapacağı belli olmuyor , psikoloji bozuk insanlar gibi sevindirecekmi , hüzünlendirecekmi belli değil