26 Şubat 2010 Cuma

Yağmur ve rüzgâr

Boş bir oda gibiyim ne zamandır. Bütün duygular taşınmış içimden, bir gece vakti, saklı gizli. Açık pencerelerden, ıslıklar çalarak yayılıyor içime rüzgâr; oynaşıyor perdeleri gönlümün. Çarpıyor duvarlarıma, çarpıyor ruhumun kuytularına, geri dönüyor yeniden. Çoğalıyor rüzgâr, fırtına oluyor. Duvara yansımış bir parça güneşle duruyor bütün saatler.
Çarpılan kapıların yankısı uğulduyor kulaklarımda. Sinirle kurulan cümlelerin, o gergin tınısıyla titreşiyor bam telim. Yağmur yağıyor ama toprak kokmuyor içimde hiçbir yer. Üşüyorum. İçim rüzgâr, dışım yağmur. Bulamıyorum ne kadar düşünsem de, şu geçen zamanın hesabı kimden sorulur?

0 yorum: