28 Kasım 2010 Pazar

Film

Güneşli ve rüzgârlı bir sonbahar günüydü. Beşiktaş'tan kalkan motorun üst kısmında, güneşin gözlerime hücum ettiği, rüzgârın köpüklenen suyu yüzüme kadar sıçrattığı bir anda, beyaz papatyalar gibi denizin üzerine yayılmış martıları izliyordum. Saçlarım yüzümde uçuşuyordu. Neden yüzünde uçuşur ki insanın saçları? Kendimi sırf bu yüzden, bir film kahramanı gibi hissediyordum. Mutlu sonu olan bir film ama...

7 yorum:

Sazan dedi ki...

Elbette mutlu sonu olacak o filmin ve ben de her karesinde olacağım...

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Mutlu sonlu filmler dilerim.

Mim kabul eder misin?

Profösör dedi ki...

İzmir Basmane garının karşısında, cadde üzerijnde bir cmi var. Caminin arkasında koca bir çınar ve dibinde de büyük tavanlı kıraathane var. Duvarlrında camlı dolplar, içlerinde camlı, marpuçlu nargileler var. Belki de yüzlerce. İçeride yüzlerce insanın sigara dumanıyla kıraathanede oturanların uğultulu ve gürültülü sesi.. Kısa boylu, kel kafalı, hafif sıska bir garson, bir elinde içi yüzlerce çay bardağını alan bir tepsi, bir elinde de yaldızlı nargileyle sanki bale yapar gibi masaların arasında dolaşıyordu. Birden kıraathnenin gürültüsünü astıran tiz bir ses duyuldu;

"Çaaaayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy !..."

Bu ses öyle bir ses ki; kıraathanenin gürültüsünü bastırması bir yana, koca şehrin gürültüsünü de aşarak, bütün Kadifekale çınlıyordu sanki.. Kadifekale'de oturan yaralı bir kadın herşeye rağmen bu sesin kime ait olduğunu biliyordu. Çünkü yaralı kadın can kulağıyla bu sesin gelmesinij bekliyordu sanki.

"Çaaaayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy !..."

sesi tekrar duyuldu Kadifekale'den. Bu sesi sadece Kadifekale'den yaralı kadın duyabiliyordu. Beklediği sesti bu. Bu ses gerçekten yürekten geliyordu, yürekten işitiliyordu. Sanki sıska adam kendisijne " Çiçeğiiiiiiimmmmmmm " der gibi sesleniyordu. Gerçekten yüreğine bir nevi merhem olan bu sesle mutlu oluyordu. çünkü yüreği yaralı kadının adı da "Çiçek" idi.

Adsız dedi ki...

Gizli yüzünü saklamak için çırpınıyorlar ama nafile.

aysema dedi ki...

Tüm biriktirdiğim yazılarını okudum. O filmin mutlu sonunda yanında olmak istiyorum Parpali'm...

sufi dedi ki...

"Rüzgar kızın saçlarının arasında gezinerek varlığını ispatlıyordu.Ve kahramanımız sevdiğinin yanıbaşında martılara simit atıyordu."diye bitiyordu senaryo.Sevgilerimle tontini.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Çünkü sen de kendi filminin kahramanısın da ondan:)