30 Kasım 2010 Salı

Tatlı dil

Hikâyelerden çok, anılarla büyüyen bir çocuktum ben. O anıları bir hikâye gibi dinledim hep. Başka bir diyârdan gelirmiş gibiydi kelimeleri. Minicik ellerini yağmura uzatan çocuklar gibi durur, heyecanla dinlerdim hepsini.
Annem anlatmıştı bir keresinde... Dedem, köy evlerinin pencere pervazında, çentik çentik bıçak izlerine rastlamış bir gün. Biliyor ki, sorsa, kimse söylemeyecek yaptığını. "Ne güzel olmuş burası, kim yaptı bunu?" diye, kendi kendine konuşur gibi sormuş sorusunu o yüzden. O ana kadar, bir köşeye sinmiş olan dayım, eserinin beğenilmesinden hoşnut, "ben yaptımmm" diyerek atılmış ortaya.
İnsan hangi yaşta olursa olsun, kanıyor iki tatlı kelâma. eĞER Doğru yaklaşmasını bilirseniz, değil sevgisini, hatalarını bile işte böyle döküyor ortalığa.

6 yorum:

Ateş Böceği dedi ki...

:) iki tatlı kelam ,her şeyi nasıl değiştirir..bence de

zuzuların annesi dedi ki...

:))Annenize saygı duydum.

Adsız dedi ki...

ne hoş bir anı..

Bucera dedi ki...

Çok hoş içten gülümsedim....
Bu arada dayı umarım sonradan dayak yememiştir

beenmaya dedi ki...

şimdilerde ise zehir zemberek gibi dillerimiz birbirimize. sessizlik ve iletişimsizlik bu yüzden belki de...

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Çok güzeldi gerçek ama ders alınası ...