İnsan kalabalığının henüz doldurmadığı o sakin deniz kenarında, bir bankın üzerine kurulup, bütün kötü olaylardan habersizmişim gibi izliyordum ufku. Ve güneş, her geçen dakika, yorgun gölgemi kaldırımda biraz daha uzatıyordu. Bana sorarsanız o karaltı, benden daha gerçek, daha cesur ve daha umutluydu. Dilinin döndüğünce ikna etmeye çabaladıktan sonra içimdeki huysuzu, "ne halin varsa gör" deyip, bırakıp gidecekti yine, sıkı sıkıya kavradığı ipin ucunu. Ve ben orada öylece, kimbilir neleri düşünerek yine ve üzülerek istisnasız hepsine, bir çıkış yolu arayıp duracaktım. Bütün yolların çıkışında bir bekçi gibi dikildiğimi bilirken üstelik...
Ama Parpali'm, ben kıyamam, dayanamam, içim ezilir, aklıma takılan oltalar sana da ulaştıramaz... Bugünün çok güzel geçsin, yarının daha güzel olsun, seni öpüyorum çok çok çok...
Bazen soluklanmaya, bazen de biriktirdiklerimi anlatmak için soluk soluğa geliyorum bu sayfaya. Yazarken barışıyorum kendimle. Ve gerektiğinde, ardımda kalanlara yabancılaşıyorum. Birilerinin okuduğunu bilmek, kimi zaman utandırıyor beni. Kimi zaman da söylediklerimi cümle âlem duysun istiyorum, bir tellâl gibi. Harflerim ekranda anlamlı-anlamsız izler bırakıyor... Ve ben, tüm bu izleri seviyorum...
Tülay Şahin
Bu aralar okuyorum.
Öyle Miymiş? / Şule Gürbüz
Bu aralar izledim./Bale
La Corsaıre
Bu aralar izledim./Tiyatro
Tesir / SBR Tiyatro
Bu aralar izledim./Tiyatro
Grönholm Metodu / Ankara DT
Bu aralar izledim./Tiyatro
İkinci Bölüm / DT
Bu aralar izledim./Tiyatro
Cyrano / Şehir Tiyatroları
Koyverdun gittun bizi...
Elbette mümkün değil ama, her şey gönlünüzce olsun. Neden olmasın? Kazım KOYUNCU
İyi dilekler
Yüzüne bakıldığında neden hapşıramaz insanlar, bilmiyorum. Ama hapşırdığımda, "iyi yaşa" demeden çevremdekiler, bir alacağı tahsil eder gibi, gayet ciddi bir ifadeyle, "sen de gör" demekten mutlu oluyorum. Ve aynı anda yüzlerine yayılan, bazen mahcubiyetle karışık, bazen hınzır bir çocuğu andıran o gülücüğü görüp, onlara eşlik etmekten. Şu hayata inat, seviyorum iyi dilekleri ben.
O yüzden diyorum ki sana, güzel olsun her şey... hatta çok güzel olsun. Ama kötü de olsa yaşananlar, bıkma yine de anlatmaktan. Sen anlat ve her şey buhar olup uçsun.
Maviyi, yeşili, yaz akşam üzerlerini... İstanbul'u, Giresun'u ve deniz kenarlarını... dilediğimde yalnız kalabilecek kadar uzak, gerektiğinde, elimi uzatıp, kalabalığa karışacak kadar yakın; her ayrılıkta hüzünlenip, dönüşünde çocuklar gibi mutlu olduğum bu şehirde yaşamayı... kitapları, dostları, içten gülümseyen insanları... müzik dinlemeyi, umut etmeyi, insanları sevindirmeyi... hayâl kurmayı, mektupları, yolculukları... hatta, hatta yalnızlığımı...
6 yorum:
oysa bir tek gölgemizdir bize ihanet etmeyen, bazen yol gösterir, bazen sessiz bir takipçidir hiç yılmadan arkamızdan gelen.
Bazen gölgemi bile kaybettiğimi düşünüyorum Evren. Suçlu kim bilmiyorum. Suçlu aramanın gereği var mı, onu da bilmiyorum. Ama bazen işte, bazen...
Ama Parpali'm, ben kıyamam, dayanamam, içim ezilir, aklıma takılan oltalar sana da ulaştıramaz... Bugünün çok güzel geçsin, yarının daha güzel olsun, seni öpüyorum çok çok çok...
Ruhun daralmışsa, karanlığı çağır ve gözlerini kapa. Gölge de sen de uyu.
bütün yolların çıkışında bir bekçi gibi dikildiğini bilirken üstelik ...
neden yinede yol vermez insan kendine ? belkide sorulması gereken tek soru bu... yolumdaki engel neden benim ?
GGÜNÜNÜZ ÇOK GÜZEL GEÇSİN HER ŞEYDEN OLUMSUZLUKLARDAN UZAK MUTLU HUZURLU NEŞELİ
Yorum Gönder