25 Temmuz 2010 Pazar

Ayna

Saat gece yarısını henüz geçmişti. Yeni bir gündü... doğum günümdü. Yaptığın onca saçma sapan şeye rağmen, ilk kutlama mesajının senden gelmiş olması, mutlu etmişti beni. Bahaneler bulmuştum olan onca şeye yine. Bugün bile bilmem, kadın kalbi, neden bu kadar çabuk inanır o bahanelere.
O da bilmiyordu. Gözleri uzaklara dalmışken, dili tutulmuş gibi karşımda oturuyordu. Besbelli bunca şeyi, neden şimdiye kadar içinde tuttuğunu düşünüp duruyordu. Bir ressam edasıyla, hüznünün resmini çiziyordum oturduğum yerden. Ne gariptir, her kelimede biraz daha "ben" oluyordu o resim. Tıpkı... tıpkı bir aynaya bakar gibiydim. Anladım ki, herkes acısını ve mutluluğunu bir aynaya bağışlıyordu. Her baktığın aynada, kendi yansımanı görmenin sırrı da, galiba buydu.

2 yorum:

Aysun Kaymaz dedi ki...

harmanim ben harmanim
kirk satirlik fermanim
yok dizinde dermanim
eyletmen beni
soyletmen beni
aglatman beni
aynalar aynalar

Off cano yaa offf içim almıyor artık doldum da taştım..

Elif Gizem dedi ki...

Bahaneler buluyoruz deyip de bazen kendimiz de inanmıyoruz onların bahane olduğuna. bir aynaya bakar gibi bakmak ne zor iç dünyamıza...