18 Ocak 2010 Pazartesi

Çamaşırlarımız aynı güneşte kuruyor

Geçtiğim yollara bıraktığım ekmek kırıntılarını aradım dün akşam. Kararlıydım, geri dönecektim geçtiğim bütün yollardan. Masal öyledir ya, kuşlar yemişti ardımda ne bırakmışsam. Sonra dedim ki kendime, geri dönmek de niye? İçinde bunca şey gezinirken, başlayabilecek misin sıfırdan bir hikâyeye? Hem sıfır kaldı mı ki, sevdiklerin yanındayken... Ve sevmenin değerini böyle bilirken sen...
Sonra ufkun kızıllığını, dalgalanan denizi, güneşli bir günü şenlendiren kuş seslerini düşündüm. Baharı, mehtabı, yıldızları... Bir kokuda, bir şarkıda bir şeyleri anımsamayı; tüm anımsadıklarımın bir yabancıya ait olduğunu düşündüren yanılsamaları.
Ve yürümeye başladım yol ayrımlarına. Yollarımız ayrılsa da, aynı kalacak şeylere selam vererek; gökyüzüne, toprağa...

4 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Tülaycım sen burada bir kaç satır yazarken, biliyormusun ki ben kaç yıllar öncesine gidiyorum. Evini bulabilmek için ardında ekmek kırıntıları bırakan çocuğun, kuşların ekmekleri yemesiyle yolunu kaybedişine takıldım da evini arıyoruz birlikte...

Sevgiler sana

evo dedi ki...

bir masalda bir masala geçiş...
belki gerçekten mümkündür..

Adsız dedi ki...

Sanki baharı yaşadım bu mevsimde kalemine sağlık.

Evren dedi ki...

gelip gidip okudum, gidip gelip sevdim her bir kelimesini... tanıdık olma halinden çok ayna tutuşunu sevdim yaşanmışlıklarıma...